SİZİ YARATAN ALLAH'I NE KADAR TANIYORSUNUZ?
Sizi kim yarattı? Size bu bedeni, gözlerinizin
rengini, saçlarınızın rengini kim verdi? Boyunuzun uzunluğunu, burnunuzun
şeklini kim belirledi? Sizinle birlikte diğer insanları, gökleri, yeri ve bu
ikisi arasında yaşayan tüm canlıları kim yarattı? Uzayın derinliklerindeki
gezegenlerin, Güneş'in ve yıldızların düzenini kim belirledi?
Siz bütün bu sorulara tek bir cevapla karşılık
verirsiniz: "Allah". Sizin gibi diğer insanlara da bu sorular
sorulduğunda, onlar da "Allah" diye cevap verirler. Nitekim Allah
Kuran'da insanların kendi ağızlarıyla bu gerçeği ikrar edeceklerini şöyle
bildirmiştir:
Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim
yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim emre amade kıldı?" diye soracak olursan,
şüphesiz: "Allah" diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?
(Ankebut Suresi, 61)
Peki sizi ve kainatı en ince ayrıntısına kadar
planlayan Yaratıcımızı ne kadar tanıyorsunuz? Sizi her an gördüğünü,
işittiğini, yaptığınız herşeyden her an haberdar olduğunu biliyor musunuz? Size
göre Allah nerede? Sizi yarattıktan
sonra kendi halinize mi bırakıyor? Yoksa nasıl yaşamanız gerektiğini mi
bildiriyor? Allah'ı görebilir misiniz? Onunla konuşabilen bir insan var mı?
İnsanlardan başka hangi varlıkları yarattı? O, ölümden sonra nasıl bir hayat
vaat ediyor?
Kuşkusuz bunlar gibi daha pek çok soru
sorulabilir ve siz de kendinize göre bu soruların hepsini cevaplarsınız. Bu
cevaplar ya ailenizden, ya akrabalarınızdan ya çevrenizden ya da okuduğunuz
kitaplardan öğrendikleriniz olacaktır. Ya da yıllar önce din dersinde
okuduklarınızdan aklınızda kalanlar... Peki verdiğiniz cevapların gerçekten
doğru olup olmadığını hiç düşünmüş müydünüz?
Kuşkusuz herkes Allah hakkında çok değişik
fikirler öne sürebilir. Bir felsefeci Allah'ı anlatırken öncelikle aldığı
eğitimi ön plana çıkarır, etkilendiği filozofların fikirlerini kullanarak bir
tanımlama yapar. Allah hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir ev kadını
komşusundan duyduğu bilgilere inanır. Allah'la ilgili kitap yazan bir yazar ise
belki de hiç din eğitimi almamıştır, hatta Allah'ın indirdiği ayetlerin tek bir
tanesinden bile habersizdir. Fakat bu yazarın kitabını okuyan herkes, sanki
onun fikirleri tartışmasız doğruymuş gibi kabullenir, tüm yazılanları uygular
ve çevresindeki herkese kendinden çok emin olarak okuduklarını anlatır. Ve çoğu
insan, o güne kadar çevresinden duyduklarının ve öğrendiklerinin yanlış veya
eksik olabileceğine ihtimal vermez.
Fakat unutulmamalıdır ki, insan yanılabilen,
cahillik edebilen bir varlıktır. Şu halde bize, Allah'ı en doğru tanıtacak
kaynak, O'nun bizlere indirdiği hak kitap Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)’in
hadisleridir. Bir hadisinde Peygamberimiz (sav)şöyle buyurmuştur:
Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in yoludur.
İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılandır. (3. Buhârî, I'tisam 2, Edeb, 70)
Allah Kuran'da insanların öğrenmesi gereken
şeyleri açıklamıştır. Yukarıdaki soruların Kuran'daki cevaplarına bakacak
olursak, öncelikle Allah'ın yalnız göklerde değil her yerde olduğunu görürüz.
Allah bütün insanlara olduğu gibi size de şah damarınızdan daha yakındır. Sizin
her yaptığınıza şahittir, herşeyi görür. Söylediğiniz tüm kelimeleri işitir.
İçinizden ettiğiniz tüm duaları bilir. Her an sizin yanınızdadır. Üstelik Allah
dilediği kuluyla konuşur. Örneğin Kuran'da, Allah’ın Hz. Musa (as) ile
konuşarak onu diğer insanlardan üstün kıldığı bildirilmiştir. Allah insanları
olduğu gibi melekleri ve cinleri de yaratmıştır. Ve Allah dünya hayatından
sonra sonsuza kadar sürecek bir cennet ve cehennem hayatı yaratmıştır.
İnsanlara ölümlerinden sonra cennete gidebilmeleri için nasıl yaşamaları
gerektiğini de Kuran'la bildirmiştir. Bütün bunlar yukarıda sorduğumuz
soruların çok kısa yanıtlarıdır ve bu yanıtların hepsi Kuran'da yer almaktadır.
Şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap da size şah
damarınızdan daha yakın olan Allah'ı, Kuran'da bildirdiği şekilde tanıtmak için
yazılmıştır. Bu kitabın amacı, bazı kişilerin kafasındaki puslu, silik, yanlış
bilgilerin yerine Kuran-ı Kerim'deki gerçek Allah inancını koymak, böylelikle
Yüce Allah'ı daha iyi tanımanızı, O'na daha yakın olmanızı sağlamaktır. Allah,
1400 yıl önce indirdiği Kuran ayetleriyle insanlara Kendisi'ni tanıtmış,
Kendisi'ne ait isimleri bildirmiştir. Kuran'da verilen çeşitli örnekler ve
anlatımlar O'nun sonsuz aklını, ilmini, sanatını gözler önüne serer. Allah
Kuran ile Kendisi'ni kullarına tanıtır.
Bu kitapta yer alan her ismin altında
kullanılan ayetler, açıklanan ismin geçtiği ayetlerdir. Bu ayetlerin Arapçasına
bakıldığında, Allah'ın bu isimlerinin ayetlerin içinde geçtiği görülecektir.
Ayrıca her ismin altında, belki de bugüne kadar üzerinde düşünülmeyen detayları
hatırlatacak kısa tefekkürler bulunmaktadır. Elbette bu tefekkürler göklerin ve
yerin Rabbi olan Allah'ı tanıtmak için yeterli değildir. Zira tüm kainatı, tüm
canlıları, insanları ve maddeyi yaratan ve en güzel isimlerin sahibi olan
Allah'ın tek bir ismini açıklamak için dahi ciltler dolusu tefekkür
yazılabilir. Fakat böyle bir imkan olmadığı için bu kitapta kısa örnekler,
insanı düşünmeye sevk edecek izahlar kullanılarak, okuyucunun tefekkür ufku
açılmaya çalışılmıştır.
Elinizdeki kitapla ilgili gözden kaçırılmaması
gereken bir nokta daha vardır: Bu kitap yalnızca Kuran'da geçen bilgileri
aktarmaktadır. Çünkü bizim, Allah'ın isimleri hakkında O'nun bize Kuran'da
öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur. Bizim bilgimiz dışında kalanlar ise
herşeyde olduğu gibi Rabbimiz'in Katında saklıdır:
Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın." (Bakara Suresi, 32)
İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını ‘eş ve ortak’ tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri daha güçlüdür… (Bakara Suresi, 165)
Yorumlar
Yorum Gönder