DARR
DARR
Zarar verici şeyler
yaratan
"Ben, O'ndan başka ilahlar edinir miyim
ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar
dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de
onlar beni kurtarabilirler." (Yasin Suresi, 23)
Aniden gelen ölüm, umulmadık bir hastalık, tüm
ürünleri yok eden bir kasırga, evleri yerle bir eden deprem, gelecek korkusu,
bir trafik kazası, stres, mal kaybı, kıskançlık, yaşlanma...
Kuşkusuz tüm bunlar, ahiretin varlığından gafil
olan ve gerçek yaşamlarının dünyadaki yaşam olduğunu zanneden insanlar için,
elem, korku ve ümitsizlik veren olaylardır. Elbette her insan kendisine veya
yakınlarına zarar veren bu tarz olaylardan biriyle veya bunların benzerleriyle
her an karşılaşabilir. Ve bu karşılaşma muhtemelen kişinin hiç beklemediği bir
anda gerçekleşir. Bir anda tüm vücudunu saran kansere yakalandığını
öğrenebilir, bir sabah bir yakınının ölüm haberi gelebilir, hayatı boyunca
biriktirdiği parasının çalındığını duyabilir veya aynaya baktığında hiç
beklemediği şekilde yaşlandığını görür.
Peki insanlara karşı bu kadar merhametli olan
Allah'ın, dünya hayatında böyle olaylar yaratmasının hikmetleri nelerdir?
Bunun en önemli nedenlerinden biri Allah'ın
insanı zorluk ve sıkıntıyla eğitmesidir. Hastalığından dolayı zorlukla nefes
alan bir insan kibirlenerek diğer insanları aşağılayamaz. Aynı zamanda
yürüyemezken tekrar yürüyebilen, tüm malını mülkünü kaybetmişken bunlara tekrar
kavuşan bir insan, şüphesiz bunların değerini çok daha iyi kavrar. Böylelikle
hem zorluğu hem de kolaylığı yaratarak dünyada bir imtihan ortamı oluşturan
Allah, karşılıksız verdiği nimetlerin daha iyi takdir edilmesini sağlar.
Ancak burada belirtilmesi gereken önemli bir
nokta vardır. Eğer bu tarz olaylarla karşılaşan kişi iman sahibiyse ve ahiretin
gerçek hayatı olacağını biliyorsa, zaten bir üzüntü, sıkıntı içine girmez.
Başına gelen her türlü zorluğun Allah'tan olduğunu bilir ve bunlara sabreder, o
sıkıntılardan kendisini kurtarabilecek olanın da yalnızca Allah olduğunu
bildiği için O'na dua eder, O'ndan yardım diler. Böylece Allah Kendisi'ne inanan kullarını da eğitir,
yakınlaşmalarını sağlar ve ahiretteki derecelerini yükseltir.
Allah'a ve ahiret gününe inanmayan insanlar
için ise durum farklıdır. Allah, "Darr" sıfatını asıl olarak
cehennemde onlara karşı gösterecektir. Kuşkusuz dünyada kendilerini üzüntüye
boğan şeyler cehennemde karşılaşacakları ile kıyaslanınca çok hafif kalır; çünkü
buradakilerin tümü geçicidir.
Cehennemde ise insanların yanan derileri,
acının tekrar tekrar hissedilmesi için yenileriyle değiştirilir. İnkar edenlere
boğazları parçalayan darı dikeninden başka hiçbir şey yedirilmez, bağırsakları
parçalayan kaynar sudan başka hiçbir şey içirilmez. Ölüm gelir fakat ölünmez,
ardından daha acı bir azapla karşılaşılır. Orada demirden kamçılar, ateşten
yataklar olacak, inkarcı insan cehennemin en dar ve karanlık yerine
atılacaktır. Cehennemde kemikleri çatırdatan inlemeler duyulacaktır.
İnkarcılar, cehennem bekçilerine
"Rabbiniz'e söyleyin, bizi buradan çıkarsın" diye yalvarırlar.
Azaptan bir gün hafifletilmesini isterler. Allah onları çeşit çeşit azaba
uğratırken bir yandan da onlara cennettekilerin nasıl bir bolluk ve nimet içinde
olduklarını seyrettirir. Onlar kendilerine yardım edecek kimseyi bulamazlar ve
(Allah'ın dilemesi dışında) sonsuza kadar da alçaltılmışlar olarak onun içinde
bırakılırlar. Allah böylelikle gerçek zorluğu ve acıyı inkar edenlere
cehennemde tattırmış olur. Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır:
Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim
yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki:
"Gördünüz mü-haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, eğer Allah bana
bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilirler mi? Ya da bana bir
rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki:
"Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler."
(Zümer Suresi, 38)
Allah inkar edenler üzerinde Darr ismini
tecelli ettirmektedir. Ancak elbette ki bu durum, söz konusu kişilerin haktan
bile bile yüz çevirmelerinden kaynaklanmaktadır. Yoksa Allah tüm kullarına
karşı sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olandır. Rabbimiz tüm insanların doğru
yolu bulmaları, sonsuz cennet hayatına kavuşabilmeleri için dünya hayatında
sayısız fırsatlar yaratmaktadır. Hata yaptıklarında onları affetmekte, dua
ettiklerinde, yardım istediklerinde onlara ihsanını bağışlamaktadır. Dünya
hayatındaki eksiklikleri göstererek, onları asıl olarak cennet için çaba harcamaya
çağırmaktadır. Ahirette karşılaşabilecekleri sonsuz bir azap olduğunu
bildirerek onları uyarıp korkutmaktadır. Ancak Rabbimiz'in insanlar üzerindeki
bu rahmetini ve yaratışındaki hikmetleri takdir edemeyen kimseler için Allah'ın
azabı hak olmaktadır. Çünkü bu kimseler cehennem ile uyarılmalarına ve sonsuza
kadar nimet içinde yaşamalarını sağlayacak bir yola çağrılmalarına rağmen
bundan yüz çevirmişlerdir.
"Allah'tan başka, sana yararı da, zararı da olmayan (ilahlar)a tapma. Eğer sen (bunun aksini) yapacak olursan, bu durumda gerçekten zulmedenlerden olursun" (diye emrolundum.) Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 106-107)
Yorumlar
Yorum Gönder