ŞARİH
ŞARİH
Açan
Allah, kimin göğsünü İslam'a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur
üzerinedir, (öyle) değil mi? Fakat Allah'ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış
olanların vay haline. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. (Zümer
Suresi, 22)
Allah'ın ve ahiretin varlığı apaçıktır. Ancak buna rağmen insanların
çoğu iman etmezler. Gerçek bir imanın kalbe yerleşmesi ise, ancak yukarıdaki
ayette bildirildiği gibi Allah'ın kişinin 'göğsünü İslam'a açması' ile
mümkündür. Bu yüzden iman, Allah'ın bir insana verdiği en büyük nimettir.
Allah'ın samimi kulları üzerindeki fazlı ve rahmeti olmasa hiçbirinin kurtuluş
bulması mümkün olmazdı. Allah insanları yaratırken onlara kötülüğe yönlendiren
nefsi vermiş fakat bunun yanında nefse de 'fücurunu (sınır tanımaz günah ve
kötülüğü) ve ondan sakınmayı ilham' ederek samimi kullarının doğru yola
ulaşabilmelerini sağlamıştır.
Kişinin vicdanı vasıtasıyla ulaşabildiği bu doğru yol elbette samimi
imana sahip insanlara verilen bir nimettir. Allah başka ayetlerde bu nimeti
şöyle haber vermektedir:
... Ancak Allah size imanı
sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve
isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.
Allah'tan bir fazl (bir ihsan ve lütuf) ve bir nimet olarak... (Hucurat Suresi,
7-8)
Tüm delillere rağmen nasıl yaratıldığını unutarak inkara sapanların ise
durumu elbette farklıdır. Allah'ın, vicdanını kullanmayan, nefsine uyan bu
kimseler için Kuran'da verdiği hüküm şöyledir:
Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan
da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini
ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük
azab onlaradır. (Bakara Suresi, 6-7)
Şimdi sen, kendi hevasını ilah
edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini
mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan
sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?
(Casiye Suresi, 23)
Biz, senin göğsünü
yarıp-genişletmedik mi?
Ve yükünü indirip-atmadık mı?
Ki o, senin belini bükmüştü;
Senin zikrini (şanını)
yüceltmedik mi?
Demek ki, gerçekten zorlukla
beraber kolaylık vardır.
Gerçekten güçlükle beraber
kolaylık vardır.
Şu halde boş kaldığın zaman,
durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.
Ve yalnızca Rabbine rağbet et.
(İnşirah Suresi, 1-8)
Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü,sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir. (En’am Suresi, 125)
Yorumlar
Yorum Gönder