ERHAMURRAHİMİN
ERHAMURRAHİMİN
Merhamet edenlerin en
merhametlisi
Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu:
"Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." (Enbiya Suresi,
83)
Yeryüzündeki tüm canlılar gibi insan da ihtiyaç
içinde olan bir varlıktır. Yaşamını sürdürebilmesi için her an oluşması gereken
pek çok şart vardır. Nefes alabilmesi için oksijene, bedeninin faaliyetlerini
sürdürebilmesi için su ve besine ihtiyaç duyar... Aslında bu örneklerin
sıralamakla bitmesi de pek mümkün değildir. Yalnızca tek bir insanın fiziksel
olarak varlığını sürdürebilmesi bile burada sıralanması mümkün olmayan sayısız
detaya bağlıdır.
Ancak, yeryüzündeki tüm insanlar ihtiyaçları
olan şeyleri elde edebilmek için çok büyük bir çaba göstermeden yaşamlarını
rahatlıkla sürdürebilmektedirler. Her birinin gerek bedenlerinde gerekse dış
dünyada ihtiyaçları olan herşey onlar için önceden belirlenmiş ve onlara sunulmuştur.
Burada ilk akla gelen örnek yine insanın nefes almasıdır. İnsan bedeninin
yaşamını sürdürebilmesi için oksijen alması gerektiğini elbette herkes bilir.
Peki bu oksijenin atmosferde gereken oranlarda bulunmasını sağlayan kimdir?
Veya insanın vücuduna bu oksijeni alıp işleyecek ve gereken her hücreye tek tek
ulaştıracak bir sistemi koyan kimdir?
Elbette bunların hiçbiri insanın başarısı
değildir. Hiç kimse atmosferin veya kendi solunum sisteminin oluşumunda söz
sahibi olmamıştır.
İşte insanın bu en hayati ihtiyacından başlamak
üzere her türlü detay kendisi için gerektiği şekilde var edilmiştir. Kuşkusuz
bu noktada karşımıza çıkan her türlü detayı insan için var eden üstün bir aklın
varlığı ve o aklın sahibinin insana gösterdiği sonsuz merhamettir. Bu gücün
sahibi ise, merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'tır.
Allah'ın merhameti, elbette ki insanların
fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı değildir. O, insanları
yaratmış, yaşamaları için en elverişli olan mekana yerleştirmiş ve bunun
karşılığında da yalnızca Kendisi'ne kulluk etmelerini istemiştir. Ve insanlara
Kendisi'ni nasıl razı edeceklerini de bildirmiş; bunu öğretmek için onlara
Katından kitaplar indirmiş, bütün ayetlerini tek tek açıklayan peygamberler
göndermiştir. Böylelikle Allah insanlara hem Kendi Zatını tanıtmış, hem de
onları dine ve güzel ahlaka davet etmiştir. Kuşkusuz bunların tümü, Rabbimiz'in
sonsuz merhametinin açık delillerindendir.
Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama,
kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en)
merhametlisidir." (Yusuf Suresi, 92)
Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu:
"Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en
merhametli olanısın."
Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden
o derdi giderdik; ona Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir
olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya
Suresi, 83-84)
Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik. (İsra Suresi, 54)
Yorumlar
Yorum Gönder