VEHHAB
VEHHAB
Bağışı çok olan, karşılıksız armağan eden
Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin
hazineleri onların yanında mıdır? (Sad Suresi, 9)
Daha önce de bahsettiğimiz gibi Allah müminlere cennette sonsuz bir
mutluluk vaat etmiş ve bu sonsuz mutluluğu dünya hayatları sırasında da
başlatmıştır. Salih kullarını dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını vaat
etmiştir. Bu yüzden samimi müminlerin Rabbimizden isteyecekleri hiçbir şeyin
sınırı yoktur. Müminler, kendilerini
Allah'a yaklaştıracak, O'nu anmalarını, O'na şükretmelerini sağlayacak
herşeyi sınırsız olarak isteyebilirler. Elbette Allah bu isteklere dilediği
şekilde icabet eder ve müminler için Rabbimiz'in icabeti her zaman en hayırlı
şekilde olur. Bu konuda Kuran'da verilen bir örnek Hz. Süleyman'ın duasıdır.
Bir ayette Hz. Süleyman'ın 'gerçekten ben mal sevgisini Allah'ı zikretmekten
dolayı tercih ettim' (Sad Suresi, 32) dediği ve daha sonra başka bir ayette
şöyle dua ettiği bildirilmiştir:
Rabbim, beni bağışla ve benden
sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız
armağan edensin. (Sad Suresi, 35)
Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi Hz. Süleyman Allah'tan 'hiç kimseye
nasip olmayan bir mülk' istemiş ve Rabbimiz'i 'Vehhab' sıfatı ile anmıştır.
Çünkü bilmektedir ki, Allah samimi kullarına dünyada ve ahirette karşılıksız
olarak armağan eden, işledikleri salih amellerin karşılığını kat kat
artırandır. Bir ayette şöyle buyrulur:
Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen. (Al-i İmran Suresi, 8)
Yorumlar
Yorum Gönder