HAKK
HAKK
Varlığı hiç değişmeden duran
İşte böyle; şüphesiz Allah, O,
Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise,
batıldır. Şüphesiz Allah, Yücedir, büyüktür. (Lokman Suresi, 30)
Zaman ve mekan canlı-cansız herşey gibi 'yaratılmış' kavramlardır. Zaman
ve mekanın hiç olmadığı bir anda yoktan bir madde alemi yaratılmış ve bu alem
içinde zaman-mekan kavramları oluşmuştur. Şöyle ki, zaman içinde geriye
gittiğimizde bir sınırla karşılaşırız ve bu sınırın gerisine asla geçemeyiz.
Bir olay için kullanabileceğimiz en eski
ifade, 'evrenin yaratılış anı'dır. Hatta bugün bilim çevrelerinde tespit edilen
sınır, kainatın yaratılma anından itibaren 10-43 saniyedir. Bu zaman diliminden
öncesi için ne zaman ne de mekan tanımlanamamaktadır.
Bu noktada karşımıza zamanın ve mekanın olmadığı bir boyut çıkar.
İnsanın sınırlı olduğu bu iki kavram belirli bir anda 'yaratılmış' olduklarına
göre, bu 'yaratılış'tan önce bir zamansızlık ve mekansızlık mevcuttu. İşte
bizlerin asla dışına çıkamadığımız bu kavramları yaratan onların tamamen
dışında olan Allah'tır.
Allah zamandan ve mekandan münezzehtir ve dolayısıyla varlığı her zaman
mevcuttur. Asla değişmez. Tek gerçek varlık O'dur, O'nun Zatı dışında herşey
ancak O'nun 'ol' demesiyle var olmuştur. Allah'ın Zatı dışında herşey ölümlüdür
ve yok olucudur. Kuran'da da bildirildiği gibi Hak olan yalnızca O'dur.
Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana
gelip-tamamlanmadan evvel, Kur'an'ı (okumada) acele etme ve de ki:
"Rabbim, ilmimi artır." (Taha Suresi, 114)
İşte böyle; şüphesiz Allah, hakkın Kendisi’dir ve şüphesiz ölüleri
diriltir ve gerçekten herşeye güç yetirendir. (Hac Suresi, 6)
İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a
aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır. (Kehf Suresi,
44)
Allah, her şeyin Yaratıcısı'dır. O, her şey üzerinde vekildir.
Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerine (karşı)
inkar edenler ise; işte onlar, hüsrana uğrayanlardır.
De ki: "Ey cahiller, bana Allah'ın dışında bir başkasına mı kulluk
etmemi emrediyorsunuz?"
Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk
koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana
uğrayanlardan olacaksın.
"Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden
ol."
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü
yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle
dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir.
Sur'a üfürüldü; böylece Allah'ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde
olanlar çarpılıp-yıkılıverdi. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa
kalkmış durumda gözetliyorlar. (Zümer Suresi, 62-68)
Yorumlar
Yorum Gönder