MUCİB
MUCİB
Kendine
yalvaranların isteklerini veren, icabet eden
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm... (Bakara
Suresi, 186)
Dua, Allah ile kulu arasında özel ve sıcak bir bağlantıdır. Kul tüm
sıkıntılarını ve isteklerini Allah'a açar, O'na yakarır, Allah kulunun isteğini
işitir ve ona icabet eder.
Allah, insana şah damarından daha yakın olan, herşeyi bilen, işitendir.
İnsanın içinden geçirdiği tek bir düşünce bile Allah'tan gizli kalmaz. O halde
samimi olarak Allah'tan bir istekte bulunulması için insanın sadece düşünmesi
bile yetmektedir. İşte Allah'ın icabeti bu denli yakındır.
Mümin dua ettiği zaman Allah'ın kendisini işittiğinden ve duasına
mutlaka icabet edeceğinden emindir. Çünkü tüm olayların ancak O'nun dilemesiyle
olduğunun farkındadır. Allah'ın icabetine karşı kuşku ile yaklaşmak ise
Allah'ın gücünü ve kudretini takdir edememektir. Allah için, herhangi bir
kişinin çağrısına cevap vermek, duasına karşılık vermek çok kolaydır. Kaldı ki
"duaya icabet" birşeyin aynen gerçekleşmesi anlamına gelmez. Allah
bir ayette bu konuyla ilgili olarak şöyle haber vermektedir:
İnsan hayra dua ettiği gibi,
şerre de dua etmektedir, insan pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)
Kişi için neyin şer, neyin hayır olduğunu ise en iyi Allah bilir. Çünkü
herşeyi takdir eden O'dur. Her işinde olduğu gibi dualara icabetinde de pek çok
hikmet gizlidir. Bu gerçek Bakara Suresi'nde şöyle bir örnekle haber verilir:
Savaş, hoşunuza gitmediği halde
üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için
hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de
siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216)
Gizli açık her çağrıya daima icabet etmesi Allah'ın şanından,
Yüceliğindendir. Allah, dua mahiyetinde akıldan geçen tek bir düşünceyi dahi
asla karşılıksız bırakmaz, boşa çıkarmaz. Allah'tan başka duaları duyan ve
onlara icabet edebilen yoktur. Allah Kendisi'nden başka hiç kimsenin duaya
icabet edemeyeceğini, insanlara yardım edemeyeceğini şöyle bildirmiştir:
Allah'tan başka taptıklarınız
sizler gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen onları çağırın da size icabet
etsinler. (Araf Suresi, 194)
Sen de sabah akşam O'nun rızasını
isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı)
süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete
düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa
gidene itaat etme. (Kehf Suresi, 28)
De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır." (Furkan Suresi, 77)
Yorumlar
Yorum Gönder