ALİM
ALİM
Herşeyi çok iyi bilen
Doğu da
Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır.
Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir. (Bakara Suresi, 115)
İnsanlar
düşünebilecek bir şuura sahip oldukları andan itibaren bir şeyler öğrenmeye
başlarlar. Belli bir yaşa ulaştıktan sonra da öğrenim görmeye ve bu şekilde
sayısız bilgiler edinmeye devam ederler. Hatta bazı insanlar belirli bir veya
birkaç konu üzerinde uzmanlaşırlar. Örneğin bir fizik mühendisi, fizik
kurallarının tamamını öğrenebilir veya felsefe üzerine öğrenim görmüş bir
insan, felsefi konulara tam olarak hakim olabilir. Yine yakın tarih üzerinde
uzmanlaşmış bir araştırmacı, yakın tarih ile ilgili çok isabetli yorumlar
yapabilir. Çünkü bu konu ile ilgili öğrenilebilecek herşeyi biliyordur.
Yukarıda
saydıklarımız, 'bilmek' fiilinin insanlar için geçerli olan kısmıdır elbette.
Ancak 'bilmek' fiilinin, insanların asla tasavvur edemeyeceği, güç
yetiremeyeceği bir boyutu vardır: Allah'ın bilmesi...
Allah
göklerin, yerin, bu ikisi arasında olan tüm canlıların, kainatta işleyen tüm
kanunların, her an meydana gelen tüm olayların bilgisine sahiptir. Çünkü
tümünün Yaratıcısı O'dur. Üstelik Allah'ın 'bilmesi' sınırsızdır; Allah aynı
anda dünya üzerinde doğan ve ölen insanların kimliklerini, yeryüzündeki her bir
ağaçtan düşen yaprakların sayısını, evrendeki milyarlarca galaksi içindeki
milyarlarca yıldızın her birinin özelliklerini ve burada sayfalarca saysak da
asla bitiremeyeceğimiz herşeyi bilir. O, yeryüzünde, aynı anda uzayda meydana
gelen her olayı, dünya üzerindeki milyarlarca insanın, hayvanın, bitkinin
hücrelerinde kodlu olan şifreleri de bilir.
İnsanın
unutmaması gereken çok önemli bir sır vardır: Allah yukarıda sayılan tüm
detayların yanında insanın içini, aklından geçenleri, gizli veya açık işlediği
tüm fiilleri de bilir. İnsan, içinde yaşadığı duyguların, düşüncelerin,
sıkıntıların yalnızca kendi bilgisi dahilinde olduğunu zanneder; ama bu büyük
bir yanılgıdır. Kainatın her noktasına tam olarak hakim olan Allah, insanın
içine ve dışına da hakimdir. Nitekim Allah'ın bu sonsuz bilgisi pek çok ayetle
bildirilmiştir:
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla
iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Al-i
İmran Suresi, 92)
Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve
dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah'ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi
duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.
(Nur Suresi, 41)
Güneş de, kendisi için (tesbit edilmiş) olan
bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın
takdiridir. (Yasin Suresi, 38)
Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan
gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine)
Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını
da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı
bilendir. (Hud Suresi, 5)
Oysa onlar, önceden ellerinin takdim
ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemiyeceklerdir.
Allah, zalimleri bilendir. (Bakara Suresi, 95)
Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah
öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Müminleri Kendinden güzel
bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
(Enfal Suresi, 17)
Yorumlar
Yorum Gönder