ŞEHİD
ŞEHİD
Şahit
olan, her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan
De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz
O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir." (İsra Suresi, 96)
Allah ezeli ve ebedidir. Mutlak olan tek varlıktır. Zamana ve mekana
bağımlı değildir. Bu nedenle geçmiş ve gelecek kavramları Allah Katında birdir.
Allah geçmişte olan bütün olayları da gelecekte olacak olanları da bilir.
Kainatın ilk yaratıldığı andan itibaren, yok olacağı kıyamet gününe kadarki son
ana kadar herşeye şahit olandır.
Yaşanan her olayı, yapılan her konuşmayı bilir. Allah Katında gizli olan
hiçbir şey yoktur. O'nun için gündüzün aydınlığı da gecenin karanlığı da
birdir. Allah 'gecenin örtüsü' altında gizlenenlerin, biraraya gelerek
fısıldaşanların bütün konuşmalarına da şahittir. Cahil olan insan gece
karanlığının günahlarını gizleyeceğine, hiç kimse tarafından görülmeyeceğine ve
bilinmeyeceğine inanır. Oysa Allah insana her an, her yerde şahittir. Tek
başınayken de milyarlarca insanın arasındayken de insanın durumu Allah Katında
aynıdır. Kuran'da bu durum şöyle haber verilmektedir:
Allah'ın göklerde ve yerde
olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında
gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri
mutlaka O'dur; beşin altıncısı da mutlaka O'dur. Bundan az veya çok olsun, her
nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet
günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir. (Mücadele
Suresi, 7)
Allah tüm insanların her an, her saniye kalplerindeki niyete,
akıllarından geçen her düşünceye şahit olandır. Dünyada insanların yaşadıkları
her olaya şahit olan Allah hesap gününde onlara yapmakta olduklarının tam
karşılığını, eksiksizce verecektir. Allah'ın kendisini görmeyeceğini,
konuşmalarını duymayacağını zannedenler ve gizli günahlarının karşılarına
hiçbir zaman çıkmayacağını düşünenler, kıyamet gününde ne kadar yanıldıklarını
anlayacaklardır. Zira Allah bir insanın doğduğu andan son nefesini verdiği ölüm
anına kadar yaşadığı her olaya tüm ayrıntıları ile şahit olmuştur. "Allah,
hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah,
onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah,
herşeye şahid olandır" (Mücadele Suresi, 6) ayetiyle bildirdiği gibi
de, insanın işlediği herşey ahirette tam karşılığını görecektir. Ayetlerde
şöyle buyrulur:
Senin içinde olduğun herhangi bir
durum, onun hakkında Kuran'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz
herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde
şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey
Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur
ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
Fakat Allah, sana indirdiğiyle
şahidlik eder ki, O, bunu Kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler.
Şahid olarak Allah yeter. (Nisa Suresi, 166)
Onlara vaadettiğimiz (azabın) bir
kısmını sana gösteririz veya senin hayatına son veririz (de görmen ahirete
kalır.) Onların dönüşleri Bizedir, sonra Allah işlediklerine şahiddir. (Yunus
Suresi, 46)
Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? (Fussilet Suresi, 53)
Yorumlar
Yorum Gönder