HADİ
HADİ
Hidayet lütfeden,
doğru yola ulaştıran
(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun
(Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri
için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak
bağlansın. Şüphesiz Allah, iman
edenleri dosdoğru yola yöneltir. (Hac Suresi, 54)
Yeryüzünde iki tür insan vardır: Allah'ın
gücünü bilip takdir edenler ve Allah'ın gücünü tanımayıp dolayısıyla takdir
edemeyenler.
İkinci gruptaki insanlar sıradan bir hayat
yaşar ve ölürler. Yaşamları süresince ne için yaşadıklarını, onları kimin var
ettiğini, kendilerini yaratan Allah'a karşı herhangi bir sorumlulukları olup
olmadığını veya kendileriyle birlikte tüm evreni yoktan var Rabbimiz'in sonsuz
gücünü düşünmek istemezler. Onların akıllarını meşgul eden konular genellikle
nasıl bir eğitim görecekleri, iş yerinde iyi bir mevkiye gelmek için ne
yapmaları gerektiği, çocuklarını nasıl yetiştirecekleri gibi günlük hayatla
ilgili konulardır. Elbette ki bunların tümü doğal isteklerdir ve düşünülmesi de
gerekir ancak üç-beş on yıl yaşayıp tükettikleri hayatları çevrelerindeki çoğu
insan gibi bu konuları kendilerine amaç edinerek geçer; bu arada dünyada ve tüm
evrende var olan sayısız mucizeleri göremezler. Üstelik görseler de üzerinde
düşünmek istemezler.
Birinci grup olarak bahsettiğimiz, Allah'ın
varlığının delillerini ve mutlak gücünü tanıyıp takdir eden insanlar ise bunun
tam tersi bir hayat yaşarlar. Vicdanları güçlü olduğu için çevrelerini
hayranlıkla gözlemler, gördükleri detayları yaratanın Rabbimiz olduğunu
bilirler. Bu nedenle evrenin Yaratıcısı, üstün güç sahibi Allah'a karşı
sorumluluklarının da bilincindedirler. Hayatlarını Allah'ın hoşnutluğunu
kazanacakları işler yaparak, O'nun tavsiye ettiği bir yaşamı sürerek ve en
önemlisi de öldükten sonra O'na hesap vereceklerini bilerek geçirirler.
İşte bu birinci grup, Allah'ın hidayet verdiği
kişilerdir. Dünya üzerindeki sayıları her zaman çok az olmuştur ama doğru olan
yol onlarınkidir. Allah, hidayete ulaşmış olanlarla inkar edenler arasındaki farkı
ayetlerinde şöyle haber verir:
Ve onlar, sana indirilene, senden önce
indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.
İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.
Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan
da, onlar için fark etmez; inanmazlar.
Allah, onların kalplerini ve kulaklarını
mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır.
(Bakara Suresi, 4-7)
Kuşkusuz bu insanlardan olabilmek, Allah'tan
verilen çok büyük bir nimettir. Çünkü O'nun dilemesi dışında hidayet
verebilecek, doğru yola iletebilecek hiç kimse yoktur:
Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete
erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek
olanları daha iyi bilendir. (Kasas Suresi, 56)
Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru
kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.
Ve onlar, sana indirilene, senden önce
indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.
İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet
üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.
Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar. (Bakara Suresi, 3-6)
Yorumlar
Yorum Gönder