MUKALLİB
MUKALLİB
Çeviren (kalpleri)
Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine
çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terk
ederiz. (Enam Suresi, 110)
Allah'ı hiç zikretmezken sürekli O'nu anmaya, hiç şükretmezken sürekli
şükretmeye başlar. Daha önce Allah'ın varlığının delillerini, O'nun bağışladığı
nimetleri, şefkatini ve merhametini hiç fark edemezken artık bunları açık bir
şuurla fark eder. Kısaca iman eden kişi adeta uykudan uyanmış gibidir. Çünkü
Allah onun kalbine imanı sindirmiş ve küfürden çevirmiştir.
Görüldüğü gibi imanı insana ancak Allah verir; dilediği anda da geri
alır. İnsanın iman sahibi olması ise, kalbinin Allah'ın ayetlerine karşı
yumuşamasına bağlıdır. Ancak Allah'a teslim olmuş bir kalp hidayet bulur.
İnkarcılar iman etmedikleri için etraflarındaki büyük gerçekleri
göremezler. Tüm kainat Allah'ın varlığının apaçık delilleriyle doludur; ama
inkar eden kimse bunu fark edemez. Allah bu durumla ilgili olarak pek çok
ayette, inkarcıların kalpleri üzerinde kavramalarını engelleyen bir perde
olduğunu bildirir. Bir ayette şöyle buyrulur:
Kendisine Rabbinin ayetleri
öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri
(amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu
kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık
koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet
bulamazlar. (Kehf Suresi, 57)
İnkarcılar da kimi zaman kendilerine tebliğ edilen dini anlamadıklarını
itiraf ederler. Kendilerini hidayete davet eden Hz. Şuayb'a karşı, Kuran'da
haber verilen ve "Ey Şuayb" dediler, "Senin söylediklerinin
çoğunu biz kavrayıp anlamıyoruz..." (Hud Suresi, 91) diyen inkarcılar
bunlara bir örnektir.
Eğer bir insanın kalbi üzerinde perde varsa ve Allah bu kişinin anlayışını
kapatıyorsa, artık onu doğru yola çevirmek, Allah'ın dilemesi dışında mümkün
değildir. Allah bu konuya Kuran'da şöyle dikkat çeker:
Onlardan seni dinleyecekler
vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi
duyuracaksın? Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik
basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın? (Yunus Suresi, 42-43)
Allah ancak kalpten iman etmeyi ve Kendisi'ne yakın olmayı isteyenin kalbini yumuşatır, böyle bir kişiyi samimi Müslümanların arasına katar. Samimiyetsiz olanların da kalbini çevirerek onları küfre geri döndürür. O dilediğinin kalbini dilediği anda çevirmeye kadirdir. O'nun çevirdiği kalbi tekrar geri döndürebilecek olan da yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder