MÜSTEAN
MÜSTEAN
Kendisi'ne
ihtiyaç olunan ve Kendisi'nden yardım beklenen
(Resulullah) Dedi ki: "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz,
sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman
(olan Allah)dır." (Enbiya Suresi, 112)
İnsanın sadece yalnız ve çaresiz kaldığı durumlarda değil, rahat olduğu
zamanlarında da Allah'ın varlığını, gücünün büyüklüğünü hissederek dua etmeye
ihtiyacı vardır. Bir başka deyişle yaratılmış olan insanın, duaya muhtaç
olmadığı bir an bile yoktur. Çünkü Allah dilemedikçe insan hiçbir şeye güç
yetiremez. Büyük bir acz içinde yaratılmıştır. İnsan ancak Allah'ın lütfu ve
rahmeti sayesinde yaşayabilir.
Allah ise, Kendisi'ne yegane sığınılan, ihtiyaç olunan İlah'tır.
Kendisi'nden yardım beklenilen, medet umulan da yalnızca O'dur. O'nun dışında
kimsenin, değil başkasına, kendi nefsine bile yardım etme durumu yoktur. Allah
dilediğini dilediği şekilde yönlendirmeye, değiştirmeye kadirdir. O'nun
"Ol" demesiyle her dilediği oluverir.
Kullarına rızkı tahsis eden, gökten suyu indiren, nimetler bağışlayan,
hastalanınca şifa veren, güldüren, ağlatan, yücelten ya da öne geçiren, gökten
yere işleri evirip çeviren yalnızca Allah'tır. Rabbimiz nimetlerini tutsa ya da
bir musibet dilese insanı bundan koruyacak yoktur ya da bir hayır dilese bunu
da tutup engelleyecek yoktur. Kendisi'ne ihtiyaç olunan ve yardım istenen de
yalnızca O'dur. Hayır O'nun elindedir. Yalnız insan değil tüm kainat Allah'a
sığınır, O'ndan yardım diler.
Allah Kendisi'nden başka yardım dilenecek hiçbir merci olmadığını pek
çok ayette bildirmiştir. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
Kendileri yaratılıp dururken,
hiçbir şeyi yaratamayan şeyleri mi ortak koşuyorlar?
Oysa (bu şirk koştukları güçler
ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım
etmeğe.
Onları hidayete çağırırsanız size
uymazlar. Onları çağırırsanız da, suskun dursanız da size karşı (tutumları)
birdir.
Allah'tan başka taptıklarınız
sizler gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen onları çağırın da size icabet
etsinler.
Onların yürüyecek ayakları var
mı? Ya da tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa
işitecek kulakları mı var? De ki: "Ortak koştuklarınızı çağırın, sonra bir
düzen (tuzak) kurun da bana göz bile açtırmayın."
Hiç şüphesiz, benim velim Kitabı
indiren Allah'tır ve O salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor.
O'ndan başka taptıklarınız ise
size yardıma güç yetiremezler, kendilerine de.
Eğer onları doğru yola
çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar
görmezler bile. (Araf Suresi, 191-198)
Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. (Hac Suresi, 40)
Yorumlar
Yorum Gönder