MALİK-İ YEVMİD-DİN
MALİK-İ YEVMİD-DİN
Din
gününün sahibi
Din gününün malikidir. (Fatiha Suresi, 3)
İnsanların öldükten sonra dirilecekleri, biraraya gelerek hesap
verecekleri gün, din günüdür. O gün insanın başkalarıyla, hatta kendi annesi,
babası, eşi ve çocuklarıyla bile ilgilenmeye ne hali, ne fırsatı vardır. Din
gününün şiddeti ve olağanüstü korkusu, herkesi kendi derdine düşürür. Allah o
diriliş gününü diğer adıyla din gününü Kuran'da şöyle tarif etmektedir:
Din gününü sana bildiren şey
nedir? Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir? Hiçbir nefsin bir başka
nefse herhangi bir şeyle güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca
Allah'ındır. (İnfitar Suresi, 17-19)
O gün dünya hayatında kişinin en çok değer verdiği şeylerin Allah'ın
azabı karşısında hiçbir öneminin olmadığı görülür. Artık insanlar arasındaki
dünyevi yakınlıkların, soy bağlarının hiçbir anlamı kalmamıştır. Tek değer,
kişinin imanıdır. Hiç kimse kimseye yardım edemez. İçinde bulunduğu bu zor
durumdan onu ancak Allah kurtarabilir. O da yine Allah'ın dilemesine bağlıdır.
Kişi din gününün tek sahibi olan Allah'ın huzurunda ilk yaratıldığında
olduğu gibi yalnızdır. Dünyadaki yaşamı süresince her yaptığı, her düşündüğü
din gününde gözler önüne serilir. En ufak bir ayrıntı dahi unutulmaz. Allah azamet
ve şanına yaraşır bir ortam var eder ve yarattığı kullarından hesap sorar.
Ancak, kimi dilerse rahmetiyle kurtarır.
İnkarcıların kahredici bir pişmanlığa sürüklendiği bu günde müminler ise
sevinçli ve coşkuludurlar. "... O gün Allah, peygamberi ve onunla
birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir..." (Tahrim Suresi, 8).
Çünkü Allah Kuran'da, "elçilerine ve iman edenlere, hem dünya hayatında
hem de şahitlerin (şahitlik için) duracakları gün yardım edeceğini"
vaat etmiştir.
İşte o günün sahibi yalnız Allah'tır ve emir O'nundur. Ayetlerde şöyle
buyrulmaktadır.
İşte o, yalnızca bir tek
çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.
Derler ki: "Eyvahlar bize;
bu, din günüdür."
"Bu, sizin yalanladığınız
(mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür." (Saffat Suresi,
19-21)
O gün, yalanlamakta olanların vay
haline.
Ki onlar, din gününü
yalanlamaktadırlar.
Oysa onu, 'sınır tanımaz,
saldırgan', günahkar olandan başkası yalanlamaz. (Mutaffifin Suresi, 10-12)
Ve derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azab) ne zamanmış?" Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir. Artık ne bir tavsiyede bulunmaya güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler. Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler. Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak huzurumuza getirilmişlerdir. (Yasin Suresi, 48-53)
Yorumlar
Yorum Gönder