ŞAFİ
ŞAFİ
Şifa veren
"Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur;" (Şuara
Suresi, 80)
İnsanın acizliğini kavradığı ve
ne kadar muhtaç konumda olduğunu en çok fark ettiği anlardan biri şüphesiz
hasta olduğu andır. Allah insana bu duyguyu yaşatmak için hepsi birbirinden
farklı yüzlerce hastalık yaratmıştır. Her hastalığın kişi üzerinde meydana
getirdiği bedensel ve ruhsal etkiler birbirinden çok farklıdır. Ancak hepsi
hikmetli bir yaratılışın delilidir. Gözle bile görülemeyen bir virüsün insanı
tanınmayacak hale sokması, vücuda giren bir mikrobun kimi zaman teşhis dahi
edilememesi, Allah'ın gücünün en açık delillerindendir. Bilim adamlarının tek
bir virüsü ortadan kaldırmak için yaptıkları deneyler, araştırmalar Allah'ın
yaratmadaki üstünlüğünü gözler önüne serer.
Hastalığı veren Allah olduğu için bu hastalığın geçmesi de ancak
Allah'ın dilemesi ile olur. Allah dilediği takdirde Şafi sıfatı ile verdiği
hastalığı ortadan kaldırır. Nitekim Allah dilemedikçe tüm dünyanın doktorları,
en gelişmiş teknolojik aygıtlar, keşfedilen en son ilaçlar biraraya gelse yine
de o kişinin hastalığının iyileşmesi imkansızdır. Kullanılan ilaçların hepsi,
hastalığın iyileşmesi için birer vesiledir. Eğer Allah dilerse uygulanan
tedaviyi vesile kılarak kişinin iyileşmesine izin verir. Ne var ki Allah
dilemedikçe çok basit gibi görünen bir hastalık dahi kişinin ölümüne sebebiyet
verebilir.
Bu durumda insanın yapması gereken, kendi aczinin yanında Rabbimiz'in
sonsuz gücünü görebilmek ve sıkıntı içinde olduğu her an O'ndan yardım
dilemektir. Mümin bilmelidir ki, hiçbir zaman Allah'tan başka bir yardımcı ve
veli bulamayacaktır. Hz. Eyüp bu konuda Kuran'da örnek gösterilen, Allah'a
teslimiyetli tavrıyla övülen bir elçidir. Hz. Eyüb'ün şeytan tarafından
kendisine dokundurulan sıkıntı karşısında gösterdiği güzel ahlak, sabır ve
tevekkül tüm müminlere örnek olmuştur: Konuyla ilgili ayette şöyle
buyrulmaktadır:
Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda
bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen
merhametlilerin en merhametli olanısın." (Enbiya Suresi, 83)
Bu çağrının ardından Allah onun duasına icabet etmiş ve onu bu
sıkıntıdan kurtarmıştır. Hz. Eyüp ise sabretmenin ve yalnızca Allah'a yönelip
dönmenin büyük ecrini almıştır.
O, diriltir ve öldürür. Ve O'na
döndürüleceksiniz. Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir
şifa ve mü'minler için bir hidayet ve rahmet geldi. De ki: "Allah'ın bol
ihsanıyla (fazlıyla) ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların
toplayıp yığmakta olduklarından hayırlıdır." (Yunus Suresi, 56-58)
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Yorumlar
Yorum Gönder